Yiğit Yazıcı: “Sanatçı olmak, insanın tekliğinin farkına varması ve bunu diğer insanlarla paylaşmasıdır.”
İlk kez 1998’deki “Ayakkabı Dolapları” projesiyle dikkatimi çekmişti. Çalışmalarını takip etmeye başladım. Renklerinin coşkusunu, özneyi çevreden koparma tekniğini, yaşama sevinci veren tuvallerini çok sevdim. Yiğit Yazıcı olumlu, pırıl pırıl bir insan. Atölyesinde geçirdiğimiz saatlerden aşağıdaki sohbeti paylaşıyorum keyifle..
Sanat ve sanatçı tarifiniz nedir?
Sanat hala pek cevaplanamamış bir konu.. Sanatı, temelde seçmek, biraraya getirmek, kendince yorumlamak ve doğayı insanın kendi yarattığı kültüre göre yorumlaması olarak düşünüyorum. En azından benim için böyle. “Sanatçı olunmaz doğulur” lafına çok inanırım. Yetenek her ne kadar sonradan elde edilebilir birşey olsa da sanatkar ruha sahip olmak farklı bir durum. Vazgeçememek ve onsuz yaşayamamak, zoruklara karşı durabilme azmi.. İnsanın en güzel kendini anlama ve anlatma şekli.. Sanatçı olmak, insanın tekliğinin farkına varması ve bunu diğer insanlarla paylaşmasıdır.
140 x 140cm, 2014 |
Hayat amacınızı kendinizi tanıma, oluşturma ve aşmak olarak tanımlıyorsunuz. Sanat çalışmalarınızın size kattıklarından bahseder misiniz?
150 x 150 cm, 2014 |
Katmanlardan oluşan resimlerinizde kendi geliştirdiğiniz aletler var sanırım. Anlatmanızı rica etsem?
Kendini tanıma ilk yıllar, Bu dönemde eskiz defterlerim vardı hep yanımda taşıdığım.. Defterlerde benimle birlikte büyüdüler…Bu esnada okulda idim. Okul eğitimi sizi hem geliştirir hemde kendi özünüzde olandan sizi uzaklaştırır. ben uzun bir zaman eğitimden sonra kendi özümü yeniden keşfetmek için uğraştım. 2009 yılında daha farklı resimler yapmaya başladım ve hala bu çizgide işler yapıyorum.