Eren Özelçi: “İstanbul’da daha az ev yapılsın isterdim…”
Kadına benziyor çocuk. Üstünde de çubuk var (gülüyor…) Neredeyse adamın suratı kaleyle kaplanmış. Duvarları sanki odunla boyamışlar. Arkada da çiçeğe benzeyen bir şey var.. Beyaza boyamışlar. Dışarının rengine benzemiyor.
Duvarına asar mıydın bu resmi?
Bir iki yıl asmam. Bana tam bitmemiş bir resim gibi geldi. Biraz düşünmem lazım…
Sen resim yapıyor musun?
Resim yapmayı seviyorum. Önceki hafta okulda büyük bir kağıda Mısırlıların resmini yapmıştık. Ressamlar bazen anlamsız şeyler yapabiliyor. Ben de bugün anlamsız bir resim yaptım. Ailemin resmini yapıyorum.
Bir de Fenerbahçe’nin resmini yapmayı seviyorum.
Fenerli misin?
Çok ressam göremedim hayatımda. Bildiklerim Hollandalı, Amerikalı.
İsimlerini hatırlıyor musun?
Van Gogh..
Bak bu resim Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun. Nasıl buldun?
İngiltere galiba. Soğuk oraya gitmemiştir. İstanbul’da en çok böyle tekneler görünür. Ressamın burada deniz kenarında yaşadığı belli.
Haklısın. Moda’da yaşıyor. Pek soğuk sayılmaz ama.. Sanadalın sence niye yarısı kırık?
Fırtınada kırılmıştır..
Evet. Amerika’da daha az ev olduğu belli. Kıta bizden kaç kat büyük tabii.
Bak bu da bir Turner resmi…
Bunu bilmiyorum ama Van Gogh’un Yıldızlı Gece resmini hastanede yaptığını biliyorum.
Bu fırtına resmi olmuş… Fırçanın darbelerini sevdim. Çok zorlanmıştır. 1000 renk karıştırmış. Bir sürü renk bulmuş ve her yerini boyamış tablonun.. Tuval kullanmıştır. Tuvalin köşelerini bile boyamış. Arkasını boyamamıştır. Çünkü tuvali nasıl koyacağını bilememiştir. (Gülüyor..)
Açık mavi, koyu mavi, açık, koyu, açık, koyu, öyle gidiyor.. Yapmak çok zor. Söylemesi kolay.
Rengin nasıl oluştuğunu biliyor musun?
Evet. Dün okulda sadece iki renkten bir sürü mavi yaptık. Çok uzun sürdü ama sevdim. İkinci röportajımızı ne zaman yapacağız?
Sen ne zaman istersen Eren.. Teşekkürler.