Bersen Özkan: “Katı ve sert pentürlerden sıyrılıp doğaçlama gitmenin aynı zamanda bir akıma bağlı kalmamanın rahatlığı ile deneysel çalışmalarım beni geliştirdi.”
Bersen Özkan: “Katı ve sert pentürlerden sıyrılıp doğaçlama gitmenin aynı zamanda bir akıma bağlı kalmamanın rahatlığı ile deneysel çalışmalarım beni geliştirdi.”
Bersen Özkan’ın sanata olan ilgisi ve merakı okul öncesi yaşlarda başlar. İlk, orta ve lise yıllarında resim çalışmaları kesintisiz devam eder, dersler alır. Okul yılarından sonra da birçok engelle karşılaşmasına rağmen sanatını geliştirmek için gayretlerini yoğunlaştırır. 1995’te Şengül Altıok atölyesinde resim çalışmalarına devam eder. 2003 yılında Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ne girer. Farklı üslup ve yaklaşımları değerlendirmek, sanatını derinleştirmek için 2005-2010 yılları arasında Ali Candaş, 2010 -2015 tarihlerinde ise Burhan Yıldırım atölyelerinde çalışır.
Sanatçı arkadaşları ile Leke Grubunu kurup birçok proje ve atölye çalışmalarında bulunur. Ulusal ve uluslararası projelerde de bağımsız olarak yer alır. Halen İstanbul Beylerbeyi’deki kendi atölyesinde resim çalışmalarına devam eden Bersen Özkan, multidisipliner yaklaşımların önemine inanan bir sanatçı. Son zamanlarda heykel alanında da kendini geliştirmeye başladı. Yurt içi ve yurt dışında birçok koleksiyonda eserleri olan sanatçıyı, 2014’den beri Milano’da Galeria Memoli temsil etmektedir.
Son çalışmalarınızın hikayesi nedir?
Son çalışmalarım en iyi anladığım, içselleştirebildiğim, empati kurabildiğim, konu olan biz; yani kadınlar. Görüntü son derece özgür; para kazanan idealist yaşamının kaderini, kararlarının dizginlerini elinde tutan güçlü olan kadınlar. Ancak yaşanan gerçekler bu tespitin çok da böyle olmadığını kanıtlıyor. Belki de kadınlar ve erkekler aynı yöne evrilemediği için bir kaos oluşuyor. Bu kaos içinden sıyrılabilen kadınlar yollarına devam ediyor; işte ben tam burada devreye giriyorum kadınların hal ve durumlarını portreler ile yaşadıklarını bir belge olarak kayda alıyorum. Bu işler uzun bir süre daha bana yol gösterecek gibi.. ama ne zaman sergilenir bilemiyorum. Teknik olarak daha önce çalışmış olduğum işlerden kopuk değil, renk şiddeti aynı, biçimsel olarak değişkenlik gösterebilir. Soyut bir portreden duygu geçişini çok alamayabilirsiniz ama biçim düşünceyi hep ortaya koyar, o sebeple biraz daha net algılanan figüratif işler.
Eserleriniz üzerinden sanatınızın gelişim ve değişim sürecini anlatmanızı rica etsem..
Resim dilimden ve biçimsel özgürlüğümden, radikal bir şekilde hiç taviz vermeyeceğim dediğim an başladı. Gelişimin ta kendisi özgürlük! Tuval karşısına geçip, ne yapmak, nasıl boyamak ya da boyamamak gibi benim önüme set koyan kuralları yok saymam ile birlikte özgürleştim. Katı ve sert pentürlerden sıyrılıp doğaçlama gitmenin aynı zamanda bir akıma bağlı kalmamanın rahatlığı ile deneysel çalışmalarım beni geliştirdi. Bugün geldiğim noktada, Sayın Ali Şimşek benim resimlerimi yorumlarken şöyle bir ifade kullanmıştı “Sakinliği boyuyor Bersen Özkan! Dışa vuruma gitmeyen bir sakinlik ve inşaa tutkusu! Sanatımı kendim sorgularken bu kadar vurucu ve güçlü renkler kullanırken bu duyguyu verebilmiş olmayı çok önemsedim.
Günümüz sanatı hakkında neler söylemek istersiniz? Size uzak ve yakın yönleri nelerdir?
Doğrusu çok zengin buluyorum. Ortam çok akıl çelici ve cazip! Dijital, video ve klasik sanattaki sınırsız seçenekli, uçsuz bucaksız bir hayal dünyasında kapı açmasını inanılmaz buluyorum. Bu ortam beni görsel olarak olsun, fikir ve sıradışı işler yapmak adına olsun çok besliyor. Sürreel bir bakış açısı zenginliği ile dijital sanata kendimi yakın buluyorum. Dener miyim bilmiyorum ama bana yürüdüğüm yolun dışında beslenebileceğim farklı yollar olduğunu söylüyor. İlham kaynağının bazen sanal ve yapay bir mecradan gelmiş olması olayı cazip kılıyor.
Sanat ve sanatçı tanımınızı alabilir miyim?
Sanat.. Paleolitik çağlardan kalma Altamira mağarasındaki duvar resmi ne kadar kıymetliyse günümüzde de sanat adına işlenen resimlerin, yontuların her biri o kadar kıymetlidir.
Sanatçı.. bu güzelliklere, değişime, estetiksel görsel gelişime elçi olan evrensel boyutta dünyamıza bir belge ya da veri bırakan akla, algılara, duygulara hitap eden kişidir.
Sanatın günlük yaşamınızdaki yeri nedir ne olmalıdır sizce?
Sanata “yaşamak” dediğimiz noktadan bakmak gerek. Böyle düşününce sanat yaşamınızın tüm alanlarına yayılıyor. Zaten kendi dinamiği içerisinde bir olgu yaratıyor. Ayıramıyorsunuz. İlgi alanınıza dahil olan her bir yaşam anı size sanat adına çağrışımlar yaptırıyor ve beyninizin bir köşesine onu veri olarak arşivliyorsunuz biliyorsunuz. Taa ki işinize yarayana kadar.
Mutluluk ve sanat arasındaki ilişki nedir sizce?
Tek kelimeyle üretmek! Ortaya çıkan her iyi ve güzel eserin bana mutluluk vermesi için yeterli!
Corona ve yaşadıklarımız hakkında neler söyleyebilirsiniz, sanata etkisi nasıl olacak?
Yaklaşık bir yıldır Pandemi sebebiyle bir sakinlik ve yavaşlık yaşıyorum. Bu yavaşlama hali bana iyi geldi. Bir yerlere yetişme, yetiştirme telaşımın olmaması, denemek istediklerimi yapma fırsatı verdi. Çok yoğun geçen yılların ardından bir durdum ve yapmak istediğim kadın portreleri ve küçük işlere odaklandım. Sanata etkisi olumlu veya olumsuz bakış açısına bağlı. Elbette gerçekleri de yadsıyamayız! Bunu zaman gösterecek..
Size verilmiş en etkili profesyonel nasihat neydi kim vermişti?
Yıllar önce ilk kişisel sergime çok değer verdiğim bir yakınım geldi. Ne kadar emek verdiğimi biliyordu. sergiyi gezdi; nasıl buldunuz diye sorduğum da “bu çalıştığın işler bu kadar yeter! Uç artık uç dedi!“ ikincisi kişisel sergime kadar olan dört yıl “Nasıl uçabilirim”in hesabını yapmak ile geçti.