Adil Salih’e göre “iyi” ressam: “Eli-beyni-yüreği arasındaki üçgende akıcılığı tıkamayan, salt yer çekimini esas almayıp evrene de bakan ressam…

0 724
Adil Salih     Fotoğraflayan: Adil Gültekin

Adil Salih’le “Burunda Sanat Festivali” sanatçı atölyeleri etkinliğini düzenlerken tanışmıştık. Başkan Yardımcılığı’nı yürüttüğüm Lokomotif Kültür ve Sanat Derneği’nin birçok sanatçıyla buluşmasını sağlamış, çocuk sanat atölyelerinde bizzat görev almıştı. Lokomotif’in ortağı olduğu Avrupa Birliği projemiz “Soundshift” için İstanbul’a gelen fransız ekibi atölyesinde ağırlayıp röportaj veren sanatçılardan da biriydi.
Zaman zaman atölyesine uğrarım. Orada buradan sarkan değişik objeler, masanın/sehpanın üzerinde kitaplar, kataloglar, gazete kupürleri, notlar, boyalar, duvarlarında geniş bir resim koleksiyonu, bohem havasından çok hoşlandığım,  herkese açık kapısından giren birçok insanla tanışma ve sohbet etme imkanı bulduğum mekanında gecesi gündüzüne karışır tarzda yaşayan hınzır bir insan, dışavurumcu bir ressamdır Adil Salih… Resimlerindeki renklerin  figürleriyle samimi, serhoş ve cüretkar ilişkisi sizi sarıverir…

Adil Salih, resimlerinizdeki masalların yaşam  anlarına gönderimi çok… Hangi “an”ın resmini yapacağınıza nasıl karar veriyorsunuz? Resmini yaptığın anlar hangi anlar?

Resimlerim demek istemiyorum. Kendimi boyacı olarak tanımlıyorum. Ne olduklarını zaman göstersin… Dünya gezdikçe senin olur ya… Yaşanmışlıklar, kendime kattıklarım… Her gün başka acılar ve açıların izi olmalı kendi haritamda. Olmasını isteyeceklerim, hatta hayal etme ötesini de katmak beni sağaltıyor.

“Hamile Kate Moss”  Lucien Freud, 2003

Hayal etme ötesi?

Çağdaş gerçekçi figür yorumcusu ressam Lucien Freud, Kate Moss’un hamileyken resmini yapmıştı. Gördüğümde içimden “Olmadı ya… daha iyisini yapabilirdi”… demiştim. Modeli tanıyoruz. Bilmediğin şeyi hayal edemezsin…

Haritanız?

Barbaros haritasını gezdikçe, ben yaşadıkça çıkartıyorum. Notlar alıyorum.

Hayatınızın şifreleri resimlerinizde ve yazdıklarınızda…

Yazdıklarım demeyelim. Notlarım… Evet o haller ya da şifre dedikleriniz… Meselelere ironik bakıyorum. Kendime de öyle baktığımı yakalıyorum zaman zaman.

Atölye-evinize geleniniz gideniniz çok…  Bu zamanların herkes için çok yoğun geçtiğini biliyorum. Sohbetler, paylaşımlar, şiir-resim-müzik, hatta sıkı tartışmalar… Bunlardan çok besleniyorsunuz di mi?

Kesinlikle. Yorulma ve çekilmeler, demlenme de dahil… Kendini beslemek gerek. Ben de ayrıca haz duyuyorum. Hazcıyım.

“Yılanlı Bahçe”, 75x95cm, 2009, Özel Koleksiyonda-Fransa

Mutluluğun tarifini yapabilir misiniz?

“Benim için kendine iyi bak”  diyenimin olması…
Ya mutsuzluk?

Yapmak istediğinle ilgili donanımının ve doğal yeteneğinin olmaması… En kötüsü ise yaptığını sevmemek.


Size göre “iyi” ressam kimdir?

Eli-beyni-yüreği arasındaki üçgende akıcılığı tıkamayan,  salt yer çekimini esas almayıp evrene de bakan ressamdır.
Nazım Hikmet “Aslolan hayattır” der. “Beni unutma Hatçem”… Hayatın gerçekliğine eşlikçi olanı hayal etmek… Olmasını istediğinin olana eşlikçiliği…

Resim defterlerinizdeki yazılarınızı da blog okurlarımız için buraya aktarmak isterim. İzin verir misiniz?

Memnuniyetle de, ben seçemem. Vaktinizi, kafanızı karıştırmazsa siz buyrun…

Teşekkür ederim. Bunlar ilk kez yayınlanıyor olacak herhalde. Figürlerinizde uyguladığınız deformasyon yazılarınızda da var… Bazı harfleri büyük, bazı heceleri farklı yazıyorsunuz…
Yazının kaligrafik bir dili olduğunu düşünüyorum. Görsel sanatlarda yazı kullanılmıştır. Ben de bir anlamda bu geleneğe bağlıyım. Götürebileceğim kadar sırtlarım.

Adil Salih defterinde bir figür

Sanatın insan yaşamındaki yeri sizce ne olmalı?

İnsanın kendi varlığını anlaması. Tüm kavram ve olguları zamanın içinde bir yere koymak için “akıl defteri”dir sanat.

Momento… Böyle de bir film vardı galiba…

Evet. Hafızasını bedenine kazıyarak aklında tutuyordu dövmelerle…

Çocuklar sanatla nasıl buluşmalı?

“Bu doğrudur” ya da “bu yanlıştır” dayatması olmadan, çaktırmadan yönlendirmeden  her türlü sanatla karşılaşmasını sağlayarak her şeyden tattırmalı ki çocuk daha sonra kendi tuğlalarını kendi örebilsin.

İstanbul’da yaşamaktan memnun musunuz?

Kesinlikle evet. Karmaşanın zenginliği hoşuma gidiyor.

İstanbul’a dair bir hayal projeniz? 

Kadıköy’de Beşiktaş vapur iskelesinin karşısında bir ağaç var. Vapurdan indiğinde tam karşında onu görürsün. Bu ağaç için bir iyilik düşünüyorum. Ayrıca, Marmara Üniversitesi Binası, Kışla ve Haydarpaşa’yı içine alan kıyının temizlenip yollarının yeraltına alınıp bir yaşam alanının düzenlenmesini hayal ediyorum.  Doğal botanik park alanları olmalı. İçinde klasik/modern heykeller, deneysel, modern ve klasikleşmiş üç sunum alanı (müze) ve mutlaka yaşayan ve yenileneni de barındıran bir sanat galerisi…

100x150cm., Yağlıboya, 2006, Özel Koleksiyonda-Avusturya

İstanbul size neler ifade ediyor? Beş duyunuzla tarif etseniz…
Her yerinde başka başka tadlar, elimin altında ruhuma düşene aha da ulaştım…

Nasıl yani?

İçtiğim, melodileriyle coştuğum, kendimi gece hayatına attığım, rüzgarını kokladığım, mezelerini-balıklarını tattığım, kadınlarını okşadığım, seyreyleyerek gözlerimi doldurduğum… Sakin ya da çığlık çığlık kuşlarını dinlediğim İstanbul…

Adil Salih defterlerinden iki sayfa
Çok da içiyoruz galiba?

Daha nasıl dayanayım insan ilişkileri kirliliğine…

Hayranı olduğunuz sanatçılar var mı?
Çok var. Ama Türk beşlimi söyleyeyim: Burhan – Orhan – Turhan – Adnan – Avni
dünya beşlim ise şöyle:  Giotto – W. de Kooning – P. Bonnart – J. Pascin – A. Modigliani.

Yeni bir sergi hazırlığı var mı?
Evet. GalateaArt Galeri’de olacak Çeşitle-mem! 
22 Mayıs- 9 Haziran arasında…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.