Adil Salih’e göre “iyi” ressam: “Eli-beyni-yüreği arasındaki üçgende akıcılığı tıkamayan, salt yer çekimini esas almayıp evrene de bakan ressam…
Adil Salih Fotoğraflayan: Adil Gültekin |
Adil Salih’le “Burunda Sanat Festivali” sanatçı atölyeleri etkinliğini düzenlerken tanışmıştık. Başkan Yardımcılığı’nı yürüttüğüm Lokomotif Kültür ve Sanat Derneği’nin birçok sanatçıyla buluşmasını sağlamış, çocuk sanat atölyelerinde bizzat görev almıştı. Lokomotif’in ortağı olduğu Avrupa Birliği projemiz “Soundshift” için İstanbul’a gelen fransız ekibi atölyesinde ağırlayıp röportaj veren sanatçılardan da biriydi.
Zaman zaman atölyesine uğrarım. Orada buradan sarkan değişik objeler, masanın/sehpanın üzerinde kitaplar, kataloglar, gazete kupürleri, notlar, boyalar, duvarlarında geniş bir resim koleksiyonu, bohem havasından çok hoşlandığım, herkese açık kapısından giren birçok insanla tanışma ve sohbet etme imkanı bulduğum mekanında gecesi gündüzüne karışır tarzda yaşayan hınzır bir insan, dışavurumcu bir ressamdır Adil Salih… Resimlerindeki renklerin figürleriyle samimi, serhoş ve cüretkar ilişkisi sizi sarıverir…
Resimlerim demek istemiyorum. Kendimi boyacı olarak tanımlıyorum. Ne olduklarını zaman göstersin… Dünya gezdikçe senin olur ya… Yaşanmışlıklar, kendime kattıklarım… Her gün başka acılar ve açıların izi olmalı kendi haritamda. Olmasını isteyeceklerim, hatta hayal etme ötesini de katmak beni sağaltıyor.
“Hamile Kate Moss” Lucien Freud, 2003 |
Hayal etme ötesi?
Çağdaş gerçekçi figür yorumcusu ressam Lucien Freud, Kate Moss’un hamileyken resmini yapmıştı. Gördüğümde içimden “Olmadı ya… daha iyisini yapabilirdi”… demiştim. Modeli tanıyoruz. Bilmediğin şeyi hayal edemezsin…
Barbaros haritasını gezdikçe, ben yaşadıkça çıkartıyorum. Notlar alıyorum.
Yazdıklarım demeyelim. Notlarım… Evet o haller ya da şifre dedikleriniz… Meselelere ironik bakıyorum. Kendime de öyle baktığımı yakalıyorum zaman zaman.
Kesinlikle. Yorulma ve çekilmeler, demlenme de dahil… Kendini beslemek gerek. Ben de ayrıca haz duyuyorum. Hazcıyım.
Yapmak istediğinle ilgili donanımının ve doğal yeteneğinin olmaması… En kötüsü ise yaptığını sevmemek.
Resim defterlerinizdeki yazılarınızı da blog okurlarımız için buraya aktarmak isterim. İzin verir misiniz?
Memnuniyetle de, ben seçemem. Vaktinizi, kafanızı karıştırmazsa siz buyrun…
Teşekkür ederim. Bunlar ilk kez yayınlanıyor olacak herhalde. Figürlerinizde uyguladığınız deformasyon yazılarınızda da var… Bazı harfleri büyük, bazı heceleri farklı yazıyorsunuz…
Yazının kaligrafik bir dili olduğunu düşünüyorum. Görsel sanatlarda yazı kullanılmıştır. Ben de bir anlamda bu geleneğe bağlıyım. Götürebileceğim kadar sırtlarım.
Adil Salih defterinde bir figür |
Sanatın insan yaşamındaki yeri sizce ne olmalı?
İnsanın kendi varlığını anlaması. Tüm kavram ve olguları zamanın içinde bir yere koymak için “akıl defteri”dir sanat.
Evet. Hafızasını bedenine kazıyarak aklında tutuyordu dövmelerle…
“Bu doğrudur” ya da “bu yanlıştır” dayatması olmadan, çaktırmadan yönlendirmeden her türlü sanatla karşılaşmasını sağlayarak her şeyden tattırmalı ki çocuk daha sonra kendi tuğlalarını kendi örebilsin.
İstanbul’da yaşamaktan memnun musunuz?
Kesinlikle evet. Karmaşanın zenginliği hoşuma gidiyor.
Kadıköy’de Beşiktaş vapur iskelesinin karşısında bir ağaç var. Vapurdan indiğinde tam karşında onu görürsün. Bu ağaç için bir iyilik düşünüyorum. Ayrıca, Marmara Üniversitesi Binası, Kışla ve Haydarpaşa’yı içine alan kıyının temizlenip yollarının yeraltına alınıp bir yaşam alanının düzenlenmesini hayal ediyorum. Doğal botanik park alanları olmalı. İçinde klasik/modern heykeller, deneysel, modern ve klasikleşmiş üç sunum alanı (müze) ve mutlaka yaşayan ve yenileneni de barındıran bir sanat galerisi…
100x150cm., Yağlıboya, 2006, Özel Koleksiyonda-Avusturya |
İstanbul size neler ifade ediyor? Beş duyunuzla tarif etseniz…
Her yerinde başka başka tadlar, elimin altında ruhuma düşene aha da ulaştım…
İçtiğim, melodileriyle coştuğum, kendimi gece hayatına attığım, rüzgarını kokladığım, mezelerini-balıklarını tattığım, kadınlarını okşadığım, seyreyleyerek gözlerimi doldurduğum… Sakin ya da çığlık çığlık kuşlarını dinlediğim İstanbul…
Adil Salih defterlerinden iki sayfa |
Daha nasıl dayanayım insan ilişkileri kirliliğine…
Hayranı olduğunuz sanatçılar var mı?
Çok var. Ama Türk beşlimi söyleyeyim: Burhan – Orhan – Turhan – Adnan – Avni
dünya beşlim ise şöyle: Giotto – W. de Kooning – P. Bonnart – J. Pascin – A. Modigliani.
Yeni bir sergi hazırlığı var mı?
Evet. GalateaArt Galeri’de olacak Çeşitle-mem!
22 Mayıs- 9 Haziran arasında…